Kurumsal IT Birimleri Neden Başarılı Olamıyor?

IT yöneticilerinin en büyük derdidir yapılan işi üst yönetime anlatabilmek. O kadar yüksek bir hızla dijitalleşen bir dünyadayız ki işe başladığı yıllarda iş yapma pratiği bilgisayar içermeyen pek çok beyaz yaka ile hala beraber çalışıyoruz ve üst yönetimler de çoğunlukla bu kişilerden oluşuyor.

Tüm şirketin birkaç bilgisayar ve yazılım ile döndürüldüğü 90’lardan her çalışanın bilgisayar, tablet, akıllı telefon gibi ara yüzlerle onlarca, hatta yüzlerce sisteme eriştiği günümüze 20 yıl gibi bir sürede geldik, arayüzler basitleştikçe arka plandaki sistemler karmaşıklaştı, sistemler karmaşıklaştıkça IT’nin işi zorlaştı ama son kullanıcı ve üst yönetimin gözü arayüzlerin arkasını göremediği için yapılan işi görünür hale getirmek de daha zor hale geldi.

Eski kafalı yöneticiler, eski alışkanlıklarına devam ettiler bu süreç boyunca ve şirketleri, teknolojik evrimlerinde güçsüz kaldılar. IT’nin kendine özgü sistematiği olduğunu kavrayamadılar, yanlış kurgulanan sistemler yamalı bohçalar haline geldikçe daha da vazgeçilmez oldular şirkette eski IT’ciler.

Ama diğer bir yandan da sorun ve masraf merkezi haline getirdiler IT’yi son kullanıcının ve tabii ki yönetimin gözünde.

IT’yi bir destek birimi olarak görmelerine rağmen IT’nin bir hizmet birimi olarak yapılanmasını gerçekleştiremeyen şirketlerde müşteri memnuniyeti düşerken, bel bağlanan sistemlerin kurumsal kurguda olmaması sebebiyle de verimlilikte beklenen artış yaşanmadı.

Bir de bunun üstüne çoğalan sistemlere ve büyüyen şirketlere paralel bir IT büyümesi gerçekleşmeyince memnuniyetsizlik arttı da arttı.

Bazı şirketler de sorunu tespit edebilmelerine rağmen ilacı yanlış kullandılar. IT hizmetlerini ITIL tabanlı süreçlere geçirirken süreçlerin sadece adlarının olduğu, eski yöntemlerin pratikte işletildiği bir yapıya büründüler, sonuç tabii ki yine düşük müşteri memnuniyeti.

Peki sorun neydi?

Kalite maliyetleri ya ihmal edildi, ya da dile getirilse bile kabul görmedi.

20 yıl öncesinin düşük teknolojili az sayıda sistemine göre kurgulanmış IT kadrosunu, yüksek teknolojili çok sayıda sistemden sorumlu tutup, bir de üzerine ekstra kalite süreçleri getirince bünye yapılan tedaviyi reddetti ve kendi içinde kısayollar oluşturmaya başladı.

Kısayollar kalite maliyeti yaratmadıklarından o an için işe yarar ve masrafsız sonuçlar verdiyse de uzun vadede getirdikleri kalitesizlik maliyetleri ile şirketlere daha büyük zarar verdi.

Peki treni kaçıran bu şirketler için endüstri 4.0, nesnelerin interneti ve dijitalleşme ile yakalanması gereken hedefin daha da hızlı uzaklaştığı bir dünyada çözüm nedir?

Yeniden yapılanma.

Ama daha önce denenen şekliyle değil, kanserli hücrelerden kurtularak, yapıyı sağlam temeller üzerine oturtarak.

Tabii ki IT’ye olan bakış açısında da değişikliklere gitmek gerekli bu yapılanma sırasında. IT’nin, ana iş kolunun iş yapış şeklinin ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeğini kabullenerek kurgulanan bir şirket geleceğe emin adımlarla ilerleyebilir, aksi takdirde geçmişin tozlu sayfaları arasında kendisine yer edinmekten başka bir seçeneği yoktur.

Dijitalleşen dünyanın geleceği IT’dir. IT geleceğimizdir.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s